UEZ 2023’te deprem ve sonrası tartışıldı
Doğan Trend sponsorluğunda düzenlenen “Afet, Afet Sonrası İhtiyaçlar ve Teknolojinin Getirdiği Çözümler” oturumunda, Afet sonrası güzelleşmek ve normal hayata dönüş için neler yapılması gerektiği, afet sonrası barınma, gıda, elektrik, bağlantı gibi ihtiyaçlarının nasıl karşılanacağı ve afetzede vatandaşların yaşam kalitelerinin nasıl yükseltilebileceği konuşuldu.
Oturumun moderatörlüğünü Doğan Holding Otomotiv Kümelenmesi Genel Müdürü ve Yönetim Kurulu Üyesi Kağan Dağtekin, Keten Kümesi Yönetim Kurulu Başkanı ve Yüksek Mimar Ferhat Keten, Requirements Map Kurucusu Mert Fırat, Enerjisa Power CEO’su Murat Pınar ve Şef, Gezgin ve Muharrir Ömür Akkor yaptı. .
Kağan Dağtekin: “Elektrikli araçlarımızı deprem bölgesinde jeneratör olarak hizmete soktuk”
Doğan Holding Otomotiv Kümelenmesi Genel Müdürü ve Yönetim Kurulu Üyesi Kağan Dağtekin, “Depremden sonra hepimiz ne yapabiliriz diye düşünüyorduk. Elektrik kesintisinde operasyonların durduğunu ve arama kurtarma çalışmalarının kamera ışığında devam ettiğini görünce aklımıza Japonya ziyaretimizden bir fikir geldi. Elektrikli araçların akülerinin acil durum senaryolarında kullanılabileceği fikrinden yola çıktık. Hızlı bir şekilde Avrupa ile iletişime geçtik ve Türkiye’ye araç gönderdik. Hızlı bir testin ardından araçları jeneratör, ısıtma ve aydınlatma ihtiyaçları için hızla alana yönlendirdik. 3-5 çadıra kadar ısı ve ışık sağlayabilsek bile yeterli olacağını düşündük ama hiç ummadığımız faaliyetlere katkı sağladı. Farklı bir pencereden bakmak gerekiyor; Bu bazen sorunlu konuların üstesinden kolayca gelmemize yardımcı oluyor” dedi.
Ferhat Keten: “Ev standartlarında kompostlanabilir konteynerleri yerinde ürettik ve 2 haftada şantiyeye teslim ettik”
Keten Küme Yönetim Kurulu Lideri ve Yüksek Mimar Ferhat Keten, “Depremden sonra hemen organize edip satın almak yerine kendi mimar grubumuzla detaylı konut standardı, yerinde konteyner tasarladık ve bölgeye teslime hazır hale getirdik. depremin ikinci haftasında Her zamanki gibi orada çok ilginç durumlarla karşılaştık. Bölgede sıcaklık -20 derece iken saha şu an maalesef hazır değildi. Devlet bürokrasisinde sıkıntılar vardı ve bizi asıl zorlayan üretim, kaynak yaratma ve örgütlenme değil, oradaki bürokratik standartların yetersizliğiydi. Siyaset, finans ve emlakla ilgili olduğu sürece; Kamu yararı ile kurum yararı arasındaki fark algılanmadığı sürece bu hataları yapmaya devam edeceğiz.”
Mert Fırat: “Dünyaya zarar veriyoruz ve yönetemiyoruz”
İhtiyaç Haritası Kurucusu Mert Fırat, “Depremin olduğu ilk gün oradaydık. Gaziantep ve Adana’da çalışan bir yapımız vardı. Sürdürülebilir kalkınma kapsamında bölgede birlikte çalışıyoruz. Güçlü şehirler için güçlü KOBİ projeleri ile deprem önlemlerine altlık olmaya çalışıyoruz. Deprem bilincini nasıl geliştiririz, sivil toplumu ve kamuyu nasıl daha uygun hale getirebiliriz sorusu üzerinden hareket etmeliyiz. Muhtaç Haritası olarak kapalı devre sisteme uyum amacıyla çalışıyoruz. Afetlerde, tahminlerde ve geçmiş bilgilerde kullanabileceğimiz çalışmalar ışığında geçmişten gelen bilgileri dijitale ve geleceğe aktararak yeninin bize getirdiklerini kullanmaya çalıştık. Bu sayede depremin ilk saatinde bile kaç binanın hasar gördüğü bilgisine ulaşabildik. Doğal afetler 2000’den 2020’ye yüzde 800 arttı. İklim krizi ve küresel ısınma insan yapımı. Dünyaya zarar verdiğimiz ve yönetemediğimiz bir çağda bu tür felaketlerle rekabet etmeye devam edeceğiz. Bu nedenle hazırlıklı olmalıyız. Afete dayanıklı bir şehir olmadıkça sabahtan akşama kadar çalışsak da uyumsuzluk, işleyişsizlik ve dolayısıyla şehircilikle ilgili sorunlar yaşamaya devam edeceğiz.”
Murat Pınar: “Deprem anındaki koşulların her biri ayrı kriz yönetimi gerektiriyor”
Enerjisa Power CEO’su Murat Pınar, “Yaşadığımız coğrafyada depremden kaçamayacağımız aşikar ve bu nedenle deprem öncesi, esnası ve sonrasında hikayeyi kurgulamamız gerekiyor. Depremden etkilenen arkadaşlarla ortalığın tekrar ayağa kalkması mümkün değil. Özellikle ilk anda Antakya’ya ulaşmamız 24 saati buldu. Elektrik ve bağlantı eksikliği bir kentsel altyapı hikayesidir. İkinci bir felakete yol açmamak için mecburiyetten elektriği kestiğimiz durumlar da oldu. Altyapı kuruluşları ile koordineli çalışıyoruz. Dağıtım şirketinin doğası gereği krizlerle mücadele eden bir yapısı var ve kriz planlarımız var. Tabii siz o hikayeyi yaşayana kadar her kriz kendi içinde farklı bir yönetim tarzı gerektirir. Her birinin depremin hangi saatinde olduğundan, hangi mevsimde ve hangi hava koşulunda olduğuna kadar farklı bir planı olmalıdır. Ana öncelikler ilk 48 saatte hayat kurtarmak olmalıdır. Bu nedenle öncelikler her krizde anlık farklılıklar gerektirir. Burada toplumsal dayanışmanın takdir edilmesi gerekiyor ama bir yandan da vicdani sorumluluk sırasında hakikat planlaması yapılmadığında oraya giden, yardım etmek isteyen arkadaşların depremzede olduğunu gördük.”
Ömür Akkor: “Öncelikle orada olmamız bölge halkı için önemliydi”
Şef, Gezgin ve Muharrir Ömür Akkor, “Bizimle birlikte olmak isteyen olursa deprem bölgesine gittik. Bölgeye vardığımızda Elbistan’da hava -30 dereceydi. Durumun vahametini daha da trajik kılan ise, tamamen çöken şehrin üzerine kırk santimetre kar yağmış olması ve kimsenin, hatta yangının bile olmamasıydı. Çevredeki tüm köylerle iletişime geçerek yardım toplamaya çalıştık. O an tabii ki plan yapmıyorduk çünkü bu işi çaresizce yapıyorduk ve kim bizden ne isterse onu yapmaya çalışıyorduk. Depremzedelerde en çok fark ettiğimiz şey, insanların yardım uzatmak yerine orada bulunarak yardıma ihtiyaç duymalarıydı. Onları düşündüğümüzde önemli bir fark yaratmayı başardık ve onlara muhtaç hissettirmedik. 20. günde, başlangıçta İstanbul’dan tedarik ettiğimiz ekipman lojistiğimizi dışarıdan almayı bıraktık ve ihtiyaçlarımızı bölgede açılan pazarlardan karşılamaya başladık. Benim için yeni bir dönemin başlangıcıydı ve inanılmaz bir deneyimdi.”
Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı